"Oynadığın en iyi oyun, oynadığının farkında olmadığın oyundur."
Psiko-Analist - John Katzenbach
22 Temmuz 2012 Pazar
Ilgın Olut - Neva
ILGIN OLUT - NEVA
Arka Kapak
"Evdeki herkes gidip yatağına uzandığında ve bütün sesler kesildiğinde ruhunuzda o garip, berrak ama güçlü müzik duyuluyor sadece. Çok iyi tanıdığınız, varlığına iyice alıştığınız ruhunuzu okşayan bir melodi. Vicdanın pırıltılı, ince, yumuşacık fakat o çok güçlü melodisi..."
Yıllar geçti üzerinden... Genç adam yıllar boyunca yaşadıklarının bir anını bile unutmadı. Genç bir kızın yalnızca kadınlara özgü derin bir yalnızlıkla, sevgiyi ve mutluluğu arayışını, bunun için yaşadığı masumane çırpınışlarını görememişti.
Şimdi ise tüm yaşananlar uzaklarda kalan acı dolu bir hatıra gibi. Geldi, arkasında koskoca bir boşluk bıraktı ve geçip gitti.
Öyle garip, bu boşluk hep içerlerde bir yerlerde duruyor ve hiçbir şey dolduramıyor onu.
İşyerinde çalışırken, evde veya dışarıda dostlarla birlikteyken, çok derinlerdeki bir parça her şeyden ayrı... Sürekli içinizde çalan, sizden başka kimsenin duymadığı bir müzik gibi...
Evdeki herkes gidip yatağına uzandığında ve bütün sesler kesildiğinde ruhunuzda o garip, berrak ama güçlü müzik duyuluyor sadece. Çok iyi tanıdığınız, varlığına iyice alıştığınız ruhunuzu okşayan bir melodi.
Vicdanın pırıltılı, ince, yumuşacık fakat o çok güçlü melodisi...
Arka Kapak
"Evdeki herkes gidip yatağına uzandığında ve bütün sesler kesildiğinde ruhunuzda o garip, berrak ama güçlü müzik duyuluyor sadece. Çok iyi tanıdığınız, varlığına iyice alıştığınız ruhunuzu okşayan bir melodi. Vicdanın pırıltılı, ince, yumuşacık fakat o çok güçlü melodisi..."
Yıllar geçti üzerinden... Genç adam yıllar boyunca yaşadıklarının bir anını bile unutmadı. Genç bir kızın yalnızca kadınlara özgü derin bir yalnızlıkla, sevgiyi ve mutluluğu arayışını, bunun için yaşadığı masumane çırpınışlarını görememişti.
Şimdi ise tüm yaşananlar uzaklarda kalan acı dolu bir hatıra gibi. Geldi, arkasında koskoca bir boşluk bıraktı ve geçip gitti.
Öyle garip, bu boşluk hep içerlerde bir yerlerde duruyor ve hiçbir şey dolduramıyor onu.
İşyerinde çalışırken, evde veya dışarıda dostlarla birlikteyken, çok derinlerdeki bir parça her şeyden ayrı... Sürekli içinizde çalan, sizden başka kimsenin duymadığı bir müzik gibi...
Evdeki herkes gidip yatağına uzandığında ve bütün sesler kesildiğinde ruhunuzda o garip, berrak ama güçlü müzik duyuluyor sadece. Çok iyi tanıdığınız, varlığına iyice alıştığınız ruhunuzu okşayan bir melodi.
Vicdanın pırıltılı, ince, yumuşacık fakat o çok güçlü melodisi...
Şibumi - Trevanian
"Doğruyu yabana atmayın, iyi kullanıldığında çok etkili bir silahtır. Ama unutmayın ki silahlar çok kullanılırsa yalama olurlar"
Şibumi - Trevanian
Şibumi - Trevanian
Zamanımızın Bir Kahramanı - Lermontov
Zamanimizin Bir Kahramani - Lermontov
"Beyler, Zamanımızın Bir Kahramanı bir tek kişinin portresi değildir; kuşağımızın gittikçe artan kötülüklerinden yaratılmış bir portredir. Bana bir insanın bu kadar kötü olamayacağını söyleyeceksiniz yine; ben de diyeceğim ki, madem bir sürü trajik ve romantik haydutun varlığına inandınız, neden Peçorin gerçeğine inanmıyorsunuz? Yoksa bu kişideki gerçek payı sizin istediğinizden daha mı fazla?"
Mihail Lermontov
Henüz yirmi yedi yaşındayken bir düelloda yaşamını yitiren Lermontov’un tek romanı Zamanımızın Bir Kahramanı, bugün dünya edebiyatının başyapıtları arasında. 19. yüzyıl Rus edebiyatının en büyük şairlerinden Lermontov’un bu romanda yarattığı Peçorin karakteri ise, yalnızca o günlerde değil, günümüzde de edebiyat dünyasının en çok tartışılan karakterlerinden. Döneminin toplumsal yaşamının eleştirel bir tablosunu çizen bu romanı, Ülkü Tamer’in benzersiz Türkçesiyle sunuyoruz.
Can Yayınları
"Beyler, Zamanımızın Bir Kahramanı bir tek kişinin portresi değildir; kuşağımızın gittikçe artan kötülüklerinden yaratılmış bir portredir. Bana bir insanın bu kadar kötü olamayacağını söyleyeceksiniz yine; ben de diyeceğim ki, madem bir sürü trajik ve romantik haydutun varlığına inandınız, neden Peçorin gerçeğine inanmıyorsunuz? Yoksa bu kişideki gerçek payı sizin istediğinizden daha mı fazla?"
Mihail Lermontov
Henüz yirmi yedi yaşındayken bir düelloda yaşamını yitiren Lermontov’un tek romanı Zamanımızın Bir Kahramanı, bugün dünya edebiyatının başyapıtları arasında. 19. yüzyıl Rus edebiyatının en büyük şairlerinden Lermontov’un bu romanda yarattığı Peçorin karakteri ise, yalnızca o günlerde değil, günümüzde de edebiyat dünyasının en çok tartışılan karakterlerinden. Döneminin toplumsal yaşamının eleştirel bir tablosunu çizen bu romanı, Ülkü Tamer’in benzersiz Türkçesiyle sunuyoruz.
Can Yayınları
Değirmen - Sabahattin Ali
'' Çiçeklerin açtığı mevsimde, senin kollarına yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokan bir vücutla uzak su kenarlarında oturmak ve öpüşmek yoruluncaya kadar öpüşmek hoş şeydir... Seni gördüğü zaman zalimce başını çeviren mağrur bir dilberin kapısı önünde veya ışığı altında sabaha kadar dolaşmak, bunu candan arkadaşlara ağlayarak anlatmak, söz aramızda gene hoş şeydir. Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımağa tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir.''
Sabahattin ALİ / Değirmen
Sabahattin ALİ / Değirmen
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık - Mehmed Uzun
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık
Yazar:Mehmed Uzun
Aşka en çok çaresizlerin mi ihtiyacı vardır?
İki çaresiz, yalnız, eksik ve kırgın yürek aynı topraktan olmalarına rağmen yazgılarına yenik düşüp, farklı cephelerde yer alır.
Bazı devletin derinliklerinde, yalancı bir geçmişle beslenmiş bir komutan, Kevok, üniversiteyi bırakıp sevdiğinin ardı sıra dağları mekan tutan idealist bir genç kız. Ve bununla birlikte akıp giden, bir halkın makus talihi ve gelecek işaretleri. Yazgıları, onları en umulmadık zamanda buluşturup ölüme yolcu eder.
İthaki Yayınları
Yazar:Mehmed Uzun
Aşka en çok çaresizlerin mi ihtiyacı vardır?
İki çaresiz, yalnız, eksik ve kırgın yürek aynı topraktan olmalarına rağmen yazgılarına yenik düşüp, farklı cephelerde yer alır.
Bazı devletin derinliklerinde, yalancı bir geçmişle beslenmiş bir komutan, Kevok, üniversiteyi bırakıp sevdiğinin ardı sıra dağları mekan tutan idealist bir genç kız. Ve bununla birlikte akıp giden, bir halkın makus talihi ve gelecek işaretleri. Yazgıları, onları en umulmadık zamanda buluşturup ölüme yolcu eder.
İthaki Yayınları
Khaled Hosseini - Uçurtma Avcısı
"Bence borcunu ödemenin, gerçek kefaretin yolu da budur: pişmanlığı iyiliğe dönüştürmek, şerden hayır çıkartmak."
Khaled Hosseini | Uçurtma Avcısı
Eroin Güncesi - Kanat Güner
"Yaşamak bu kadar dürüst olmamayı gerektiriyorsa ben oynamıyorum!"
Syf: 17 - Eroin Güncesi - Kanat Güner
ARKA KAPAK :
"...O bir pil gibi diyordum, pilim boşaltılınca her şey, özellikle insana özgü dürtülerim, sağlığım bozuluyor pili bırakınca normal insana benziyorum. İstediğim, tozpembe bir dünya değil; sizin algıladığınız dünyayı algılayabilmek, diyordum."
İlk kez yayınlandığında; "Bir alt kültür yazını olarak bizdeki ilk örnek." iddiasıyla sunulmuştu okurlara. Aradan geçen zaman bu kitabın iddiasını doğruladı.
Hayatı yaşayarak yazan; 1970 yılı doğumlu Kanat Güner, kısa yaşamına sığdırdığı bir çok şeyin yanında "Eroin Güncesi" adlı kitabı da sığdırarak tribünlere kendi dramını oynadı. Anadolu'nun saf değerleriyle yetişip kurtlar sofrasının ortasına savrulan ve bu sofrada kendi kişisel saflığında ötürü değerleri uğruna mücadele etmekten vazgeçmeyen Kanat, bunun bedelini de hayatıyla ödedi: Tıpkı yitik '80 kuşağının bir çok bireyi gibi. İçine itildikleri değer kavramlarının aslında bireyin silikleştiği, çarkların bir parçası olmaya zorlandığı ve adına Üniversite denen kurumların birinden; Tıp Fakültesi 4. sınıftan ayrılmak zorunda kalan Kanat Güner, gördüğü eğitimin en çok işlenen; yani insan hayatının biyolojik şeyi; H(eyç)'i seçerek oynadı kendi dramını.
Syf: 17 - Eroin Güncesi - Kanat Güner
ARKA KAPAK :
"...O bir pil gibi diyordum, pilim boşaltılınca her şey, özellikle insana özgü dürtülerim, sağlığım bozuluyor pili bırakınca normal insana benziyorum. İstediğim, tozpembe bir dünya değil; sizin algıladığınız dünyayı algılayabilmek, diyordum."
İlk kez yayınlandığında; "Bir alt kültür yazını olarak bizdeki ilk örnek." iddiasıyla sunulmuştu okurlara. Aradan geçen zaman bu kitabın iddiasını doğruladı.
Hayatı yaşayarak yazan; 1970 yılı doğumlu Kanat Güner, kısa yaşamına sığdırdığı bir çok şeyin yanında "Eroin Güncesi" adlı kitabı da sığdırarak tribünlere kendi dramını oynadı. Anadolu'nun saf değerleriyle yetişip kurtlar sofrasının ortasına savrulan ve bu sofrada kendi kişisel saflığında ötürü değerleri uğruna mücadele etmekten vazgeçmeyen Kanat, bunun bedelini de hayatıyla ödedi: Tıpkı yitik '80 kuşağının bir çok bireyi gibi. İçine itildikleri değer kavramlarının aslında bireyin silikleştiği, çarkların bir parçası olmaya zorlandığı ve adına Üniversite denen kurumların birinden; Tıp Fakültesi 4. sınıftan ayrılmak zorunda kalan Kanat Güner, gördüğü eğitimin en çok işlenen; yani insan hayatının biyolojik şeyi; H(eyç)'i seçerek oynadı kendi dramını.
19 Temmuz 2012 Perşembe
Bozguncu - Maksim Gorki
" Yalan olduğunu bilsen dahi inanacaksın insan oğluna, yani dinleyeceksin onu, niçin yalan söylediğini anlamaya çalışacaksın. Bazen yalan, insanın özünü gerçeklerden daha çok açığa vurur..."
Syf:16 / Bozguncu - Maksim Gorki
Syf:16 / Bozguncu - Maksim Gorki
Yol Ayrımı - Kemal Tahir
''Bir memlekette insanlar namuslu olduklarıyla ayrıca övünüyorlarsa, o memleketin hali dumandır.''
Syf:28 / Yol Ayrımı - Kemal Tahir
Syf:28 / Yol Ayrımı - Kemal Tahir
Çivisi Çıkmış Dünya - Amin Maalouf
Çivisi Çıkmış Dünya
Yazar:Amin Maalouf
Arka Kapak
Türk okurunun daha çok tarihsel romanlarıyla tanıdığı Maalouf, bu kez "medeniyetler çatışması" adı altında kuramsallaşıp yasallaşan ve dünyadaki bütün kültürler ve halklar için felakete yol açacak politikaları eleştiriyor.
Yazar, yaşamın devamlılığının olmazsa olmazı olarak gördüğü hoşgörü çığlığını yeniden duymaya davet ediyor insanlığı...
Çivisi Çıkmış Dünya bir yandan küresel ısınma, enerji kaynakları ve doğal felaketlerle, bir yandan da yanlış ve çıkarcı politikaların doğurduğu ekonomik ve siyasal krizlerle mücadele eden insanlık için bir yol haritası... Kitabın satır aralarında Amerikan politikaları, Avrupa Birliği, 20. yüzyıl Arap siyasi tarihi ve Türkiye'den bahsediliyor.
Maalouf'un bu eseri, her şeye rağmen birbirimize saygı duymayı ve birlikte yaşamayı başarmak isteyenler için bir tür pusula.
Yapı Kredi Yayınları
Felsefenin Başlangıç İlkeleri - Georges Politzer
Elinizdeki bu temel bilgiler kitabı, İşçi Üniversitesi'nin 1935-36 ders yılında Georges Politzer'in bir öğrencisinin derslerde tuttuğu notlardan meydana gelmiştir. Notların niteliğini ve taşıdığı önemi kavrayabilmek için, ilkin Politzer üstadımızın güttüğü amaca ve derslerde başvurduğu yönteme işaret etmeliyiz.Bilindiği üzere, İşçi Üniversitesi, 1932 yılında profesörlerden meydana gelen küçük bir topluluk tarafından, kol emekçilerine maksist felsefeyi öğretmek ve bir düşünce yöntemi kazandırmak amacıyla kurulmuştu...(Önsöz'den)
Yazar:Georges Politzer
Yazar:Georges Politzer
Ermiş - Halil Cibran
Arka Kapak
Yaşamının büyük bölümünü Amerika'da geçirmiş Lübnan asıllı felsefe yazarı, romancı, şair ve ressam Halil Cibran'ın başyapıtı. Dünyanın dört bir yanındaki binlerce okuyucu için küçük bir İncil haline gelecek kadar çok okunan ve Amerika'da İncil'den sonra en çok satan kitap olan bu yapıt Amerikan başkanlarının ve generallerin dahi başucu kitabı olmuştur. Kimilerine göre şiir, kimilerine göre ise "bilgelik kitabı"dır.
Okuyucu bu kitapta hem gücü hem de saflığı bulmuş ve Cibran'ın dizelerine uymuştur: "Aşk size işmar ettiğinde izleyin onu…/Ve sizinle konuştuğunda da inanın ona…"
İlyas Arslan, Ermiş'i Türkçe'deki kutsal kitap çevirilerine aşina olanların yabancılık çekmeyeceği bir tarzda Türkçeleştirdi. Cibran'ın kaynak dildeki metinde üslup ve kelime düzeyinde yaptığına Türkçede de vefa gösterdi. Sonuçta Ermiş'i dört yılda tamamlayan bir kelime nakkaşı olan Cibran'ın gayreti boşa gitmedi.
Yazar:Halil Cibran
Yaşamının büyük bölümünü Amerika'da geçirmiş Lübnan asıllı felsefe yazarı, romancı, şair ve ressam Halil Cibran'ın başyapıtı. Dünyanın dört bir yanındaki binlerce okuyucu için küçük bir İncil haline gelecek kadar çok okunan ve Amerika'da İncil'den sonra en çok satan kitap olan bu yapıt Amerikan başkanlarının ve generallerin dahi başucu kitabı olmuştur. Kimilerine göre şiir, kimilerine göre ise "bilgelik kitabı"dır.
Okuyucu bu kitapta hem gücü hem de saflığı bulmuş ve Cibran'ın dizelerine uymuştur: "Aşk size işmar ettiğinde izleyin onu…/Ve sizinle konuştuğunda da inanın ona…"
İlyas Arslan, Ermiş'i Türkçe'deki kutsal kitap çevirilerine aşina olanların yabancılık çekmeyeceği bir tarzda Türkçeleştirdi. Cibran'ın kaynak dildeki metinde üslup ve kelime düzeyinde yaptığına Türkçede de vefa gösterdi. Sonuçta Ermiş'i dört yılda tamamlayan bir kelime nakkaşı olan Cibran'ın gayreti boşa gitmedi.
Yazar:Halil Cibran
Ezilenler - Dostoyevski
"Alabildiğine iyi ama zayıf,asabi insanların hepsi böyledir. İyiliklerine karşın kederlenmek,içerlenmek onları sarhoş eder,bundan haz alırlar ve kesinlikle başkalarına,masum,çoğunluklada en yakınlarından birine çatarlar. Örneğin;kadınlar ortada hiçbir şey yokken kendilerini mutsuz hissetme ihtiyacı duyarlar."
Syf:23 / Ezilenler - Dostoyevski
Syf:23 / Ezilenler - Dostoyevski
Kolera Günlerinde Aşk - Gabriel Garcia Marquez
''Belden aşağısı bedenin aşkıdır, belden yukarısı ise ruhun..''
Syf:18 / Kolera Günlerinde Aşk - Gabriel Garcia Marquez
Syf:18 / Kolera Günlerinde Aşk - Gabriel Garcia Marquez
Katre-i Matem - İskender Pala
İKİ KADIN:
Kadın dedi ki:
“Meğer ne kadar vefasızmışsın! Bunca yıl geçti aradan, ne bir mektup, ne bir haber!”
Adam dedi ki:
“Ey sevgisi kalbimde yer edinen selvi boylu! Senin yüzünü görme bahtiyarlığından ben mahrum iken, o şerefi postacıya mı bağışlasaydım?”
Microsoft Expression Nedir ?
|
Virginia Woolf - Kendine Ait Bir Oda
''İnsanlar olgunlaştıkça "taraflara" inanmayı bırakırlar. ''
Syf:118 / Virginia Woolf - Kendine Ait Bir Oda
Syf:118 / Virginia Woolf - Kendine Ait Bir Oda
Yazılım Mühendisliği
|
Vurgun Nedir?
|
Samsung Galaxy Note 2
|
İnovasyon Nedir
|
Cepte Şarj Olan Telefon
|
Babaya Mektup - Franz Kafka
Arka Kapak
"Çok sevgili baba,
Geçenlerde bir kez, senden korktuğumu öne sürmemin nedenini sormuştun. Genellikle olduğu gibi, verecek hiçbir cevap bulamadım, kısmen tam da sana karşı duyduğum bu korku yüzünden, kısmen de bu korkuyu gerekçelendirmek üzere, konuşurken toparlayabileceğimden çok daha fazla ayrıntı gerektiği için..."
Franz Kafka, 1919'da dinlenmek üzere gittiği Schelesen'de Julie Wohryzek adında bir kızla tanışıp nişanlandı. Aynı yıl kaleme aldığı Babaya Mektup, yazarın bu nişana karşı çıkan babası Hermann Kafka'ya yanıtıdır. Kafka'nın yayınlamak amacıyla değil, babasıyla ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirmek için yazdığı, ama hiç göndermediği bu mektup, hem Kafka'nın yaşamöyküsüne açıklıklar getirmesi, hem de kimi izleklerinin ipuçlarını barındırması açısından büyük önem taşır. Kafka'nın tüm yapıtlarının günümüze ulaşmasını sağlayan Max Brod'un gün ışığına çıkardığı ve yazarın toplu yapıtları arasında yer açtığı Babaya Mektup'u, okuru bilgilendiren ayrıntılı notlar eşliğinde, Cemal Ener'in çevirisiyle yayınlıyoruz.
Can Yayınları
Mülksüzler /Ursula K. LeGuin
" Yirmi yaş dolaylarında öyle bir an vardır ki " dedi Bedap, " yaşamının geri kalan kısmı boyunca ya herkes gibi olmayı ya da farklılıklarını erdeme dönüştürmeyi seçmen gerekir."
Mülksüzler /Ursula K. LeGuin
Fareler ve İnsanlar - John Steinbeck
"Bizim gibiler, yani çiftliklerde çalışanlar, dünyanın en yalnız adamlarıdır. Aileleri yoktur. Yerleri yurtları yoktur. Bir çiftliğe gidip üç beş kuruş için gece gündüz çalışırlar, sonra şehre inip bütün paralarını çarçur ederler, ertesi gün bir bakmışsın yine bir çiftliği n yolunu tutmuşlar. Böylelerinin hayattan hiçbir beklentileri yoktur."
Bizim gelecek için planlarımız var. Bizim iki çift laf edecek, halimizden anlayan bir dostumuz var. Gidecek başka yeri olmayan, meyhane köşelerinde parasını çarçur eden adamlardan değiliz biz. Onlar kodese düşüp o delikte çürüseler bile kimsenin umurunda olmaz. Ama biz başkayız."
Fareler ve İnsanlar - John Steinbeck - Syf: 14
Dosya Yükleme Siteleri
|
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)