17 Temmuz 2012 Salı

Cüzzam'ın Belirtileri Nelerdir ?


Genel kanıya göre cüzzam hastalarının etleri çürür, organları düşmeye başlar.
Ama işin aslı öyle değildir. Cüzzam ya da günümüzdeki adıyla Hansen hastalığı, bulaşıcı bir bakteri hastalığı olup deriye ve sinir uçlarına zarar verir. Bu hastalıktan muzdarip olan kişi hiçbir acı hissetmediği için el ve ayak parmaklarına sürekli zarar verir. Zamanla enfekte olan bu yaralanmalar biçimsiz yara izleri bırakır.
Cüzzamın meşhur şekil bozukluklarının nedeni hastalığın kendisi değil bu yaralardır. Hayati organlara saldırmadığından bu hastalıkla uzun süre yaşanabilir ama tedavi edilmezse sakat kalmaya, hatta körlüğe bile neden olabilir.
Cüzzam kelimesi yüzyıllar boyunca hiçbir ayrım yapmaksızın deri bozukluğuna yol açan birçok hastalık için kullanılmıştır. Cüzzamlı dediğimiz kişi aslında çok kötü bir sedef hastalığı geçiren biri olabilir. 1873 yılında Norveçli tıp adamı Gerhard Armauer Hansen (1841-1912) cüzzama neden olan Mycobacterium leprae‘ı tanımlacı, böylece hastalık teşhis edilmeye başlandı. Hansen’in bu keşfiyle yer yerinden oynadı. Bir bakterinin insan vücudunda hastalığa neden olduğu ilk defa ortaya çıkarılmıştı.
O zamana kadar cüzzamın kalıtımsal olduğu düşünülüyordu, korkunç ününe rağmen yakalanılması çok zordu. İnsanlar yüzde 95′i bu bakteriye karşı dirençliydi, olmayanlar ise hastalığa yakalanmak için hastalıklı biriyle çok uzun süre yakın temas halinde kalmalıydı. Papa II. Jean Paul bunu göstermek için 1984 yılında Güney Kore cüzzam kolonisindeki bir sürü cüzzamlıyı öptü.
Hansen hastalığı 1941′den bu yana antibiyotiklerle tedavi edilebiliyor. 20 seneden fazla bir süredir 15 milyon vaka tedavi edildi, ama halen yılda 250 bin yeni hasta ortaya çıkıyor. Şu anda yaklaşık bir milyon kişi ya tedavi görüyor ya da tedavi ihtiyacı duyuyor. 2009′da 121 ülke cüzzam vakası bildirmiştir. ABD 150, İngiltere ise 12 vaka rapor edilmiştir. Yeni vakaların yarısından fazlası Hindistan’da görülmektedir. Yılda 150 bin vaka çokmuş gibi gözükse de, bunların enfeksiyon oranı 1/10 bindir. Dünya Sağlık Örgütü’nün standartlarına göre bu oran cüzzamı “kökü kazınmış” statüsüne sokmaktadır.
Avrupa’daki son cüzzam kolonisi Romanya’daki Tichilesti’dedir. 1991 yılında açılan kolonide yaşayanlar istedikleri zaman orada ayrılma konusunda özgürdü. Çoğu doğduklarından beri başka hiçbir yer görmediklerinden orada yaşamaya devam etmişlerdir: Koloni hastaneden ziyade kendi çiftliği, iki kilisesi ve üzüm bağı ile köyü andırır.
Cüzzam neredeyse sadece insanlara saldıran bakteriyel hastalıkların çok nadir bir örneğidir: Cüzzama yakalanan diğer canlılar arasında şempanzeleri, dokuz şeritli armadilloları ve mangabey maymunlarını sayabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder